
Kebap'ı izledim ve bodoslama söylemek istiyorum ki erkekler dünyası fikrine bayıldım, hemen de Oda Tiyatro'suyla çıkardığım son oyunu hatırladım. Evet İstiyorum'da aynısının kadın-erkek karışık versiyonunu yapmıştım evliliğin içinde kendini baskı altında hisseden ve anne-baba-çevre takıntıları yüzünden bi türlü kendileri olamayan kadın ve erkeği vurgulamak için sahnenin arkasında hiçbişey söylemese de oturan ve izleyen kadınlar ve erkekler vardı. (Ben de hep kendi yaptığım şeylere referanslar olunca seviyorum ha:)) Bizim oyunda soranlar olmuştu gerçi onlar niye orda oturuyor diye, bence Kebap'ta soran pek olmamıştır zira fazlasıyla açık ve anlaşılırdı. Başlangıçta sahnede tek başına kıyafetini değiştiren kadın sonlara doğru erkekler dünyası tarafından giydiriliyor, zaten sürekli onlar tarafından izleniyor ve onların bakışları arasında yaşıyor, yönetmen bir üst katmanı eklemeyi de ihmal etmemiş ki bence bu daha da önemli, başroldeki erkek oyuncunun komutlarıyla harekete geçiyor erkekler dünyası. Yalnızca artık herşeyin çığrından çıktığı ve kadının öldüğü sahnede komutuna uymuyorlar-ki bu da yapılan kötülüklerin sebebi olduğu halde sorumluluğunu almayan erkekler dünyası metaforu adına çok başarılı bence.
Oyunun maç fanatizmiyle bitişi ve finalde oyuncuların selam vermeye çıkmayışı da yenilikçi ve oyunun içeriğiyle çok bağlantılı bir tavır. 'Bu bir oyun değil' çünkü gerçekten ve bu dünyada gördüklerimizde 'alkışlanacak bir şey yok' ve bu salondan çıktığınızda 'bir oyun izleyip alkışlayıp çıkıp gitme'nin tatminini yaşamayacaksınız. Yönetmenin seçtiği bu tavırda in-yer-face oyuncusu olmakla da ilgili bir anlam da çıkıyor bence üzerinde düşünülmesi gereken. Oyunculuğu kişisel tatmin dışında göremeyen, politik sorumluluğu üzerine kafa yormayan, alkış odaklı yaşayan oyuncular var çünkü bu hayatta. Ve evet, oyuncu alkışlanmasın demiyorum fakat yaşadığımız dünyayı yaşanılabilir hale getirme çabasında olan sanatın herhangi bir dalını icra eden insanların zaten insan olarak yapmaları gereken şeyi mesleklerini kullanarak yaptıkları için göstermeci çığlıklar beklemelerine gerek olmadığının güzel bir örneği bu tavır diyorum. Yoksa güzel şeyler yapan insanlar takdir edilsin, hatta önce takdir mekanizması gelişsin ki, eleştri mekanizması da gelişebilsin.
Velhasıl, Kebap'ta dikkat çekmek istediğim bir başka konu da 'fiziksel oyunculuk' meselesi. Oyunu izledikten sonra biraz daha araştırdım fiziksel oyunculuğu ve kesinlikle daha çok oyun yapılmalı bu konuda dedim. Şimdiye kadar Grotowski temrinlerini çalışma sisteminin odağına oturtan bendeniz, şu son 1 yılda bunu yap(A)mamış olmanın verdiği rahatsızlığı derinden hissettim. Çünkü evet, oyuncuların fiziksel devinimle metne yaptıkları katkı oyunu bambaşka bir yere götürüyor, hem içerik olarak hem de estetik olarak izlediğim en iyi 'in-yer-face'ler arasına kesinlikle girer bu oyun bu yönüyle. Yönetmen açısından da oyuncu açısından da yaratıcılığı harekete geçiren çok önemli bir etmen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder